Dünyada nükleer sorunların savaşla çözüleceğine dair bir örnek olmadığını aktaran Babacan “Uzun süredir devam eden bir müzakere masası var. Yani İran'ın nükleer programıyla ilgili bir müzakere masası var. Dünyada nükleer enerjiyle ilgili ve nükleer silahlarla ilgili sorunların çözümü ancak diplomasiyle olur. Masada çözülür. Yani bunun silahla, savaşla çözümü örneği pek yoktur dünyada. Dolayısıyla biz her zaman bunun müzakerelerle ve masada diplomasiyle çözülmesi gerektiğini savunduk” dedi.
Babacan, yeni bir diplomasi masası gerektiğine dikkat çekerek, "Yeni bir müzakere masası gerekiyor. Ve bu masaya tarafsız ülkelerin de artık oturması gerekiyor. En az birkaç tane tarafsız ülkenin de oturup arabulucu olarak Amerika'yla İran'ın anlaşmasını sağlaması gerekiyor. İsrail ile anlaşmak çok zor. Yani İsrail'in anlaşma derdi de yok. Yani İsrail şu anda büyük bir şımarıklıkla ve vurdumduymazlıkla elindeki askeri kapasiteyi ve Amerika'nın da desteğini kullanarak mümkün olduğunca İran'ı vurmak istiyor şu anda. Yani onların masaya oturalım, bu işi masada çözelim diye bir derdi yok. Dolayısıyla bu iş masada çözülecekse İran'ın, Amerika'nın ve başka ülkelerin de olduğu bir masada ancak çözülmesi gerekiyor. Ve mutlaka diplomasiyle çözülmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Babacan, savaşın müzakere ve diplomasi masasında sonlandırılamaması durumunda olası riskleri de anlattı:
“İran'la İsrail arasındaki savaş yoğunlaşabilir. Yani gittikçe her gün değil, artık her saat değil, her dakika karşılıklı bombaların atıldığı, karşılıklı saldırıların olduğu bir dönem olabilir. Peki daha kötüye nasıl gidebilir? İran eğer Hürmüz Boğazı'nı kapatırsa trafiğe, petrol sevkiyatını durdurursa o gerilimi arttırabilir. Amerika doğrudan kendisi savaş içerisine girerse bu sefer bu savaş bölgesel bir nitelik kazanır. İran da Amerika'nın üstlerinin olduğu diğer ülkelere saldırılarda bulunabilir.”
Türkiye’nin açık hedef haline gelme riski taşımadığını aktaran Babacan, “Her senaryoyu dikkate almamız lazım. Ama hemen bugün yarın Türkiye'yle İsrail'in bir karşı karşıya gelme durumu ya da Türkiye'yle İran'ın bir karşı karşıya gelme durumu olmaz. Çünkü hele hele İran'la bizim 1639'da Kasr-ı Şirin'de çizilmiş bir sınırımız var. O gün bugündür bir bölgesel denge var. İsrail daha dünkü bir ülke yani. Halbuki İran kadim bir medeniyet. Biz Selçuklu-Osmanlı döneminden bu yana artık bu coğrafyada varlığını ortaya koymuş, sağlamlaştırmış kadim bir geleneğiz. Dolayısıyla İran'la Türkiye arasındaki bölgesel denge çok kıymetlidir. Bunun bozulmasını İran da istemez, biz de istemeyiz” diye konuştu.
Babacan, 1 Temmuz’da ara zam verilmesi gerektiğinin altını çizerek “En az enflasyon kadar; gerçek enflasyon kadar zam almak bu ülkenin insanların hakkı. Açıkça söylüyorum, bu kadar enflasyona rağmen siz eğer 1 Temmuz'da asgari ücreti artırmazsanız, emekli maaşını artırmazsanız, asgari emekli maaşını, milyonlarca insanın refahından çalmış olursunuz” ifadelerine yer verdi.
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 Doğadan Haber Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.